Canavar | Önizleme
Son zamanlarda hayatı iyice içine kapanık bir hâl almaya başlamıştı.
Geçmişin pençesinden kurtulmak için kendine yepyeni bir sayfa açmaya karar vermiş,yaşadığı yeri değiştirmiş, tüm mal varlığını bir kenarda bırakmış, geriye bir tek unutamadığı anıları kalmıştı.
Taşındığı şehir pek kalabalık değildi. Kendisi, şehrin merkezine yakın bir taşra kasabasında kalıyordu. Geçimini oradaki yerli insanların işlerine yardım ederek sağlıyordu. Görünürde durumu iyiydi. Ama içinde bir türlü durduramadığı bir fırtına vardı...
Sıkıcı geçen bir günün ardından evinin yolunu tuttu. Patika yola girmeden önce yolun kenarındaki bir bakkalın önündeki gazeteler dikkatini çekti. İçlerinde en popüler olanlarından bir tanesini satın aldı. Gazeteyi ikiye katladı ve patika yola sapıp evine gitti.
Evin ahşap kapısının önüne geldiğinde pantolonunun sol cebine elini attı ve şöyle bir yokladıktan sonra cebinden evin anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı. Kapı aralandığında içeri doğru giren güneş rastgele bir noktayı aydınlattı. Evin çoğu köşesi örümcek ağlarıyla doluydu. İçeride göze çarpan ilk şey ise salondaki yemek masasıydı. Masanın etrafında 3 sandalye vardı. Biri hariç diğerlerinin üstü tozlanmıştı. Masanın sağında ise mutfağa giden bir kapı yer alıyordu. Salonun solunda ise tuvalet , onun girişinin bitişiğinde ise yukarı doğru çıkan bir merdiven vardı. İçeri girdi, elindeki gazeteyi masanın üzerine doğru fırlattı ve ahşap basamakları ağır ağır çıktı. Üst katta beyaz çarşaflarla kaplı bir yatak vardı. Onun hemen yanında sadece birkaç parçalık kıyafetlerini koyduğu komodini yer alıyordu. Üzerini değiştirdi ve lavaboya gitti. Temizlendikten sonra salondaki sandalyesine oturdu ve az önce fırlattığı gazetesini incelemeye başladı. İlk üç sayfada birkaç siyasi haber yer alıyordu. Umursamadı. Dördüncü sayfaya geldiğinde bir haber dikkatini çekti.
Haberde, şehirde bulunan terk edilmiş bir evde yaşanan iki intihar olayından bahsediliyordu. Olaya cinayet demek istiyorlardı fakat buna dayanak verecek tek bir ufak ipucu bile bulamıyorlardı. Yaşanan olaylardan biri, sonradan seri katil olduğu anlaşılan bir adamın kafasına sıkıp intihar etmesiydi. Diğer olay ise olayı araştırmaya giden bir polis memurunun kendi derisinin neredeyse tamamını,bir şekilde soyup acıdan ölmesiydi.
Bu iki olayda dehşet verici olmasına rağmen pek gündeme gelmemiş ve umursanmamıştı. Ama o umursuyordu. Nedense eve gitme isteği duydu. İçinde anlaşılmaz bir merak duygusu kendini gösteriyordu...
Geçmişin pençesinden kurtulmak için kendine yepyeni bir sayfa açmaya karar vermiş,yaşadığı yeri değiştirmiş, tüm mal varlığını bir kenarda bırakmış, geriye bir tek unutamadığı anıları kalmıştı.
Taşındığı şehir pek kalabalık değildi. Kendisi, şehrin merkezine yakın bir taşra kasabasında kalıyordu. Geçimini oradaki yerli insanların işlerine yardım ederek sağlıyordu. Görünürde durumu iyiydi. Ama içinde bir türlü durduramadığı bir fırtına vardı...
Sıkıcı geçen bir günün ardından evinin yolunu tuttu. Patika yola girmeden önce yolun kenarındaki bir bakkalın önündeki gazeteler dikkatini çekti. İçlerinde en popüler olanlarından bir tanesini satın aldı. Gazeteyi ikiye katladı ve patika yola sapıp evine gitti.
Evin ahşap kapısının önüne geldiğinde pantolonunun sol cebine elini attı ve şöyle bir yokladıktan sonra cebinden evin anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı. Kapı aralandığında içeri doğru giren güneş rastgele bir noktayı aydınlattı. Evin çoğu köşesi örümcek ağlarıyla doluydu. İçeride göze çarpan ilk şey ise salondaki yemek masasıydı. Masanın etrafında 3 sandalye vardı. Biri hariç diğerlerinin üstü tozlanmıştı. Masanın sağında ise mutfağa giden bir kapı yer alıyordu. Salonun solunda ise tuvalet , onun girişinin bitişiğinde ise yukarı doğru çıkan bir merdiven vardı. İçeri girdi, elindeki gazeteyi masanın üzerine doğru fırlattı ve ahşap basamakları ağır ağır çıktı. Üst katta beyaz çarşaflarla kaplı bir yatak vardı. Onun hemen yanında sadece birkaç parçalık kıyafetlerini koyduğu komodini yer alıyordu. Üzerini değiştirdi ve lavaboya gitti. Temizlendikten sonra salondaki sandalyesine oturdu ve az önce fırlattığı gazetesini incelemeye başladı. İlk üç sayfada birkaç siyasi haber yer alıyordu. Umursamadı. Dördüncü sayfaya geldiğinde bir haber dikkatini çekti.
Haberde, şehirde bulunan terk edilmiş bir evde yaşanan iki intihar olayından bahsediliyordu. Olaya cinayet demek istiyorlardı fakat buna dayanak verecek tek bir ufak ipucu bile bulamıyorlardı. Yaşanan olaylardan biri, sonradan seri katil olduğu anlaşılan bir adamın kafasına sıkıp intihar etmesiydi. Diğer olay ise olayı araştırmaya giden bir polis memurunun kendi derisinin neredeyse tamamını,bir şekilde soyup acıdan ölmesiydi.
Bu iki olayda dehşet verici olmasına rağmen pek gündeme gelmemiş ve umursanmamıştı. Ama o umursuyordu. Nedense eve gitme isteği duydu. İçinde anlaşılmaz bir merak duygusu kendini gösteriyordu...
Yorumlar
Yorum Gönder