Solmuş Serenat

Dalgın bir şekilde pencereden, dışarıda batmakta olan güneşi ve bu aydınlık şehrin yerini yavaş yavaş zifiri bir karanlığa bırakmasını seyrediyordum, o, kapıdan içeriye girip de bütün dikkatimi kendi üzerine çekene kadar. Uzun zamandır hissetmediğim bir duygu,onu gördüğümde beliriverdi kalbimin tozlu kalmış bir yerlerinde. Yüzüne dikkatle baktığımda, kendimi kötü hissettiğim gecelerde kafamı kaldırıp baktığım anda bana umut veren ay gibi, teni, gözleri, yalnız o güzel gözlerinin altındaki karanlık kalmış tarafı hariç her yeri ışıldıyordu. Güldüğü zaman oluşan ve o ciddi ifadelerle kaplı suratının yerini alan samimi bir yüz ifadesi uçarken kanatlarını saklamaya çalışan bir melek gibi tüm saflığını ele veriyordu. Ufak ve kusursuz burnuyla aldığı derin nefesi kelimelere dökerken ağzından çıkardığı her ses sanki bir bestenin notalarını oluşturuyordu ve onu konuşurken dinlemek bir opera salonunda en sevdiğim sanatçının en sevdiğim eserini gözlerimi kapatıp dinlemek gibiydi yani huzur vericiydi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mini Belgesel | Karıncalar

Yükseliş | Önizleme