Defterimden Eskizler|3

Günün son dakikalarıydı.
O, dakikaları değil saniyeleri sayıyor,hatta elinde olsa saliseleride sayacaktı.
Onun için bu gün uyanıp birkaç saniye sonra hatırlayamayacağını düşündüğü ama hayatın herhangi bir noktasında aklına gelebilecek bir kabustu.
Bir gün hatırlayacaktı, bunu biliyordu. Ne kadar unutmak isterse aklı ona o kadar çok ihanet edecek en sonunda ise aklını kaybedecekti.
İnsanlar onu deli sanacaktı. Halbuki o delireceğini ve bunun ona sadece zarar getireceğini bile bilecek kadar akıllıydı. Tek sorun aklının kontrolünü yavaş yavaş kaybediyor olmasıydı.

Odanın içinde uzun süre volta attı. Gözleri uykusuzluktan kızarmıştı.
Uyumak istiyor fakat gözlerini her kapattığında iradesini kaybediyordu.

Bir süre sonra yoruldu ve tekli koltuğuna oturdu. Hep aynı yere otururdu. Oraya başkası oturduğu zamanlarda onlardan kalkmasını rica eder kimi zaman ise bunun kaba olacağını düşünüp ayakta dururdu.

Önündeki masayı kendine doğru çekti ve oturuşunu biraz düzeltip masanın üzerindekilerle oyalanmaya başladı. Önünde birkaç hafta önce boyadığı taşları duruyordu. Aslında sadece iki taş vardı ve içlerinde en sevdiği bir deniz resmiydi. Deniz dağların kıyısına dalgalarını sürüklüyor ve su köpürüyordu. Onun için çok değerli bir eserdi bu.

Bir süre şâheserine bakıp durdu. Daha sonra yerinden kalktı ve kafasını kaldırıp karşısındaki duvar saatinin üzerinde şöyle bir göz gezdirdi.

Sanki saatlerce zaman bir dakika öteye gidememiş gibiydi.
Ne yapacağını bilemedi. Sadece durdu. O da zamana ayak uydurdu. Varlığını koruyor ama bir adım ileri gitmiyordu...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mini Belgesel | Karıncalar

Yükseliş | Önizleme

Solmuş Serenat